Gerçek-forum
Kadın Sünneti'nin Tanımı Tamhiz10
Gerçek-forum
Kadın Sünneti'nin Tanımı Tamhiz10
Gerçek-forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Gerçek-forum

Hayatın Tüm gerçekLeri bu forumda..
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
ArkadaşLar sitemiz gün geçtikce gelişiyor. Tek eksiğimiz üye sayımızın azlığı . Lütfen arkadaslarımıza önerelim. Emin olunki nekadar çok kullanıcı olursak o kadar zevkli bir ortam yaratırız. Şimdiden teşekkürler...
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En iyi yollayıcılar
'-SeattLe'
Kadın Sünneti'nin Tanımı Vote_lcapKadın Sünneti'nin Tanımı Voting_barKadın Sünneti'nin Tanımı Vote_rcap 
HerKul94
Kadın Sünneti'nin Tanımı Vote_lcapKadın Sünneti'nin Tanımı Voting_barKadın Sünneti'nin Tanımı Vote_rcap 
SeSSiZ_YoLCu
Kadın Sünneti'nin Tanımı Vote_lcapKadın Sünneti'nin Tanımı Voting_barKadın Sünneti'nin Tanımı Vote_rcap 
ZoRRa78
Kadın Sünneti'nin Tanımı Vote_lcapKadın Sünneti'nin Tanımı Voting_barKadın Sünneti'nin Tanımı Vote_rcap 
aSi9595
Kadın Sünneti'nin Tanımı Vote_lcapKadın Sünneti'nin Tanımı Voting_barKadın Sünneti'nin Tanımı Vote_rcap 
mr-texsas
Kadın Sünneti'nin Tanımı Vote_lcapKadın Sünneti'nin Tanımı Voting_barKadın Sünneti'nin Tanımı Vote_rcap 
BursaLi.Rapper
Kadın Sünneti'nin Tanımı Vote_lcapKadın Sünneti'nin Tanımı Voting_barKadın Sünneti'nin Tanımı Vote_rcap 
ataol11
Kadın Sünneti'nin Tanımı Vote_lcapKadın Sünneti'nin Tanımı Voting_barKadın Sünneti'nin Tanımı Vote_rcap 
●zнυgнι ¢нαηg●
Kadın Sünneti'nin Tanımı Vote_lcapKadın Sünneti'nin Tanımı Voting_barKadın Sünneti'nin Tanımı Vote_rcap 
anqeL's
Kadın Sünneti'nin Tanımı Vote_lcapKadın Sünneti'nin Tanımı Voting_barKadın Sünneti'nin Tanımı Vote_rcap 
En son konular
» uturk açıldı!!!
Kadın Sünneti'nin Tanımı EmptySalı Eyl. 20, 2011 7:31 am tarafından kraL.cs

» Altın Olayı
Kadın Sünneti'nin Tanımı EmptyPaz Tem. 11, 2010 4:23 pm tarafından '-SeattLe'

» Atıştırın, zayıflayın!
Kadın Sünneti'nin Tanımı EmptyPaz Tem. 11, 2010 2:57 am tarafından SeSSiZ_YoLCu

» keneyi azaltalım derken çoğaltıyorlar mı?
Kadın Sünneti'nin Tanımı EmptyPaz Tem. 11, 2010 2:56 am tarafından SeSSiZ_YoLCu

» Göğüs estetiğine rağbet artıyor!
Kadın Sünneti'nin Tanımı EmptyPaz Tem. 11, 2010 2:56 am tarafından SeSSiZ_YoLCu

» İyi uyumanın 12 sırrı
Kadın Sünneti'nin Tanımı EmptyPaz Tem. 11, 2010 2:56 am tarafından SeSSiZ_YoLCu

» Sanal yiyecek bu hastalıklara iyi gelecek!
Kadın Sünneti'nin Tanımı EmptyPaz Tem. 11, 2010 2:53 am tarafından SeSSiZ_YoLCu

» Büyüleyen dudaklar...
Kadın Sünneti'nin Tanımı EmptyPaz Tem. 11, 2010 2:53 am tarafından SeSSiZ_YoLCu

» Doğum Gününüze Özel İlginç Bilgiler
Kadın Sünneti'nin Tanımı EmptyPaz Tem. 11, 2010 2:49 am tarafından SeSSiZ_YoLCu

Günlük Burç
forex

 

 Kadın Sünneti'nin Tanımı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
SeSSiZ_YoLCu
Kurucu
Kurucu
SeSSiZ_YoLCu


Mesaj Sayısı : 53
Kayıt tarihi : 08/06/10

Cüzdan
Altın Altın: 99999999999999999999999999999999999999

Kadın Sünneti'nin Tanımı Empty
MesajKonu: Kadın Sünneti'nin Tanımı   Kadın Sünneti'nin Tanımı EmptyPerş. Haz. 10, 2010 7:21 pm

Kadın
sünneti esas olarak,
Afrika kıtasının orta şeridinde yer alan 30 Afrika
ülkesinde
uygulanıyor. Bu bölgedeki kadınların %72-99’u, diğer Afrika
ülkelerindeki
bazı etnik grupların veya kabilelerin kadınlarının
%18-72’si
sünnetli. Umman, Yemen, Birleşik Arap Emirliği’nde, Endonezya
ve
Malezya’nın bazı bölgelerinde, Kuzey Irak’ta bazı Kürt bölgelerinde
yaşayan
kadınlar arasında da daha az oranlarda olmakla beraber sünnet
geleneği
yaşatılmakta. Ayrıca, bu ülkelerden gelen göçmenlerin
geleneklerini
taşımaları ve sürdürmek istemeleri nedeniyle kadın
sünneti, Avrupa,
Kanada, Amerika, Yeni Zelanda ve Avustralya‘da da
görülüyor ve
kadınlara yönelik şiddetin en uç uygulamalarından biri
olarak tüm
dünyayı ilgilendiren bir kadın sorunu olmaya devam
ediyor.Mısır’da
yapılan arkeolojik kazılarda bulunan bazı kadın
mumyalarının
sünnetli olduğu belirlenmiş, kadın sünnetinin nasıl
yapıldığı M.Ö
1600’lü yıllardan kalan duvar resimlerinde detaylı bir
şekilde
tasvir edilmiştir. Bu, kadın sünneti geleneğinin kökeninin çok
eski
çağlara dayandığının göstergesidir de. Kadın sünnetinin halen
uygulandığı
pek çok Afrika ülkesinde, Hristiyan, Müslüman, Musevi ve tek

tanrılı olmayan dinlere inanan gruplarda da sünnetin yoğun olarak
uygulanması,
sünnet geleneğinin tarihinin tek tanrılı dinlerden daha
eski
olduğunu ve tek tanrılı din seçiminin bu geleneğin sürdürülmesini
etkilemediğini
gösterir.Kadın sünneti esas olarak 3 ayrı şekilde
uygulanır.1)
Klitorisin tümüyle kesilmesi (clitoridectomy); 2) Klitoris
ile
birlikte yakın çevresindeki küçük ve bir kısım büyük dudakların
kesilmesi
(excision); 3) Klitoris ile birlikte küçük ve büyük dudakların

neredeyse tümüyle kesilmesi, açık yaranın dış çeperlerinin biraraya
getirilerek
yaranın tümüyle dikilmesi, sadece idrar ve aybaşı
kanamasının
akabileceği ve ancak küçük parmak genişliğinde olan bir
açıklık
bırakılması (infibulation). Bu uygulamalar dışında Dünya Sağlık
Örgütü;
delme, dağlama, kazıma, vajinanın içine kanama sebebi olan
çeşitli
bitkiler yerleştirme veya bazı müslüman topluluklarda
“sünnet/sunna”
denilerek klitorisin bir şekilde işaretlenmesi gibi
kadının cinsel
organına yapılan müdahaleleri de dördüncü uygulama şekli
olarak
mücadele edilmesi gereken sünnet kapsamına almıştır. Sünnetli
kadınların
% 80-85’inde 1. ve 2. tür sünnet uygulanmaktadır. Cibuti,
Somali,
Sudan’da kadınların % 98’i firavun tarzı da denilen ve sünnetin
en
ağır şekli olan “infibulation” yöntemi ile sünnet edilmektedir.
Ayrıca
Mısır’ın güneyinde, Eritre ve Etiyopya’da, Gambia, Çad, Kenya ve
Mali’nin
bazı bölgelerinde de bu tür sünnetler uygulanmaktadır. Ayrıca,
bu
yöntemle sünnet edilen kÿadınların her doğum sonrasında yeniden
sünnet
edilmesi gerekmektedir. Doğumu kolaylaştırmak için doğum
esnasında
sünnet bölgesi yarılan kadınlar doğumdan hemen sonra yeniden
dikilmektedir.
Böylece kadınlar, çocuk sayıları kadar sünnet olmakta,
aynı acıları
defalarca aynı yoğunlukta yaşamak zorunda kalmaktadırlar.
Sünnet
yaşı bölgelere göre değişmekle beraber genelde Etiyopya ve
Nijerya’da
kız bebek 8 günlük iken, MısırRÿ7;da 3-8, Sudan’da 5-8,
Somali’de
4-10 ve diğer pek çok ülkede 13-15 yaşları arasında kız
çocukları
sünnet edilmektedir. Sünnet, genelde genital bölge
uyuşturulmadan ve
bıçak, traş bıçağı, keskin cam parçaları, keskin
teneke kenarı
kullanılarak yapılır. Yaranın tutturulmasında akasya ağacı

dikenleri, kemik çiviler, iğne, hayvan kıllarından elde edilen
iplikler,
deri iplikler kullanılır. Daha sonra kız çocuğu ayağa
kaldırılarak
bacakları dizden kalçaya kadar bitişik olarak sıkıca
sarılır ve
sünnetlinin birkaç hafta hareket etmeden yatması, idrarını ve

dışkısını yattığı yerde yapması sağlanır. Sünnetçi dışında, kız
çocuğunun
etrafına toplanan kadınlardan bazıları kız çocuğunun
kollarını,
bacaklarını sıkıca tutar, bazıları kıpırdamaması için
omuzlarından
bastırır. Dilini yutmasını veya ısırmasını engellemek için
kızın
ağzına bir bez veya sopa yerleştirilir; diğer kadınlar tarafından
da
çığlıkları bastırmak için def çalınıp yüksek sesle şarkılar söylenir
ve
bipÿyandan da iyi dilekler iletilir. Kadınların her türlü geleneği
kuşaklara
aktarmada en iyi ‘taşıyıcı’ oldukları bilinen bir gerçek.
Yaşadıkları
acıları kendi çocuklarına da “gelenek” adına yaşatmak
isteyen
kadınlar, sünneti özellikle 7 yaş üzeri ve ergenlik çağındaki
kız
çocuklarına, bir şölen gibi sunarlar. Kadın sünneti, büyümenin ve
kadınlığa
atılan adımın gereği olarak tanıtılır. Hediyeler, elbiseler,
eğlenceler
vaad edilir. “Az” çığlık atan kızlar herkesin beğenisini ve
takdirini
alırken, çok çığlık atan kızlar hem acıları hem de
utançlarıyla
başbaşa bırakılır ama sonuçta sünnetli kızların genel
olarak
çevrelerinde statüleri yükselir, evlenmeleri garanti altına
alınır
ve maalesef hayatları boyunca sürecek sağlık sorunlarıda böylece
başlar.Kadın
sünnetinin sağlık açısından, bilinen pek çok sakıncası
vardır. Kız
çocukları ve kadınlar uyuşturulmadan ve birçok işte
kullanılan,
steril olmayan araçlar ile yapılan müdahalenin hemen
ardından kan
kaybına bağlı şok, kansızlık, kan zehirlenmesi,
enfeksiyonlar, idrar
yaparken yaranın yanması sebebiyle idrar tutma ve
bunun yarattığı
sorunlar, tetanos, HIV/AIDS bulaşması gibi sorunlar
yaşamaktadır.
Ayrıca sünnet, kadınlarda idrar yapma zorluğu, idrar
kaçırma, sık
tekrarlayan idrar yolları iltihabı, kronik vaginal
enfeksiyonlar,
kistler, fistüller, cinsiyet organı çevresinde aşırı
duyarlılık veya
tümüyle his kaybı, mens sorunlarına yol açmaktadır.
Hamilelik ve
doğum sırasında kadının ve bebeğin hayatını tehliaaae atan
zorluklar,
bağırsaklarda ve idrar torbasında yaralanmalar; doğumlar
nedeniyle
defalarca sünnet olma durumda kalan kadınlarda kansızlık,
depresyon,
endişe, kabus gibi ömür boyu süren fiziksel ve ruhsal
sorunlara
sebep olmaktadır.Kadın sünneti konusunda bilgi ve
bilinçlenmenin
artışı, esas olarak Afrikalı kadınların 1950’li yıllardan
itibaren
her platformda verdikleri zorlu mücadelenin sonucunda
olmuştur.
Batılı kolonicilerin sadece Afrika’nın yeraltı ve yer üstü
zenginliklerine
ilgi duyması, oradaki insanların sadece fiziksel
güçleriyle
ilgilenmesi, onları köleleştirmesi ve diğer sorunlarına kulak

tıkaması ÿnunun gün ışığına çıkışını geciktirmiştir. Bazı misyoner
grupların
bu sorunu antropolojik boyutlarıyla incelemesi, batının
sünnete
folklorik bir olgu olarak yaklaşmasına ve sorunu gözardı
etmesine
yol açmıştır. 1950 yılında, Afrikalı delegelerin Birleşmiş
Milletler’in
(BM) hemen her toplantısında konuyu kararlılıkla gündeme
taşıma
çabaları sonucunda BM, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) konuya
eğilmesini
istemiştir. Ancak, 1959 yılında WHO, konunun organizasyonunun

yeteneği (!) dışında olduğunu söyleyerek bu konuda çalışma yapmayı
reddetmiştir.
1960 yılında, BM Adis Ababa konferansında konu yeniden
Afrikalı
katılımcılar tarafından dile getirilmiş ve bu geleneğin yol
açtığı
acılar ve sakıncalar anlatılmıştır. Toplantıda, Dünya Sağlık
Örgütü’nün
konuya eğilmesi ve bu geleneğin yol açtığı sağlık sorunlarını

araştırması istenmiş ama bu talep cevapsız kalmıştır. Kadın sünneti
sorunu
ne Birleşmiş Milletler’in ilan ettiği “1975 - Uluslararası Kadın
Yılı”nda
ne de Meksiko City’deki Kadın Konferansı’nda ele alınmamıştır.
Sadece
konferansın sonuç bildirgesinde, kadınların dışlanması maddesinde

sünnetten söz edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü, 1975 yılından sonra
kadın
sünnetini incelemeye almış; 1980’den sonra göçler nedeniyle
Avrupanın
bu sorunla yüzyüze kalması nedeniyle çalışmalar hızlanmış ve
gerek
sünnet uygulamalarının olduğu ülkelerde gerekse sünnetin göç
nedeniyle
taşındığı ülkelerde sünnete karşı mücadelede bazı ilerlemeler
kaydedilmiştir.
2000’li yılların başında Fransa’da, Malili bir genç
kızın kendini
zorla sünnet ettiren ailesini ve sünnetçi kadını polise
ihbar etmesi
ve kendini bu şiddete karşı korumayan Fransa devletini
mahkemeye
vermesi üzerine açılan dava tüm Avrupa ülkelerine örnek bir
dava
olmuştur. Genç kızın kendi toplumundan dışlanmasına rağmen davayı
sonuna
kadar sürdürmesiyle, en az 48 kızı daha sünnet ettiği saptanan
sünnetçiye
8 yıl, anneye 2 yıl hapis cezası verilmiştir. Fransa devleti
sosyal
hizmetler yasalarını gözden geçirerek “sünnet” tehditi altında
bulunan
göçmen gruplarına yönelik çalışmalarını hızlandırmıştır. Bu arada

eski Fransız kolonisi olan Mali’de de kadın sünnetini yok etmek için,
Fransa
hükümetinin doğrudan mali yardım, malzeme ve eleman yardımı
yapmasıyla
bir çalışma başlatılmıştır. 1997-2008 yılları kapsayan 2
aşamalı bu
çalışmaların ilk bölümünde sünnete karşı köy köy gezilen bir
kampanya
sürdürülmüş, bu kampanya TV ve radyolar ile desteklenmiş, her
türlü
kültür faaliyetinde kadın sünneti konusuna yer verilmiştir. %
98’lerde
olan kadın sünneti oranının bu kampanya sayesinde şimdiden çok
daha
aşağı seviyelere indirilebildiği tahmin edilmektedir. Afrika
ülkelerinin
bir çoğunda henüz çok etkili olmasa da yeni yasal
düzenlemeler
yapılmıştır.Binlerce yıllık geleneklerin sadece yasal
düzenlenmelerle
ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığı; aksine,
yalnızca yasal
zorlamalarla verilen mücadelenin bu geleneklerin
yeraltına inmesini
ve bazı güçlerce bir şekilde yaşatılacağını tahmin
etmek hiç de güç
değil. Yine de, gelişmiş ülkelerin yeni yasalar ile
kendi
ülkelerinde kadın sünnetini yasa dışı ilan etmesi, sünneti bizzat
yapan
kişinin ve yaptıran ailenin cezalandırılacağının duyurulması ve
hemen
her uluslararası toplantıda kadın sünneti konusunun gündeme
getirilmesinin
mücadele için olumlu olduğunu söylemek mümkün. Ancak,
Afrika’da
yaşanan savaşlar, zorunlu göçler, açlık, susuzluk ve iç
çatışmalar
bu sorunun gündemde önemli şekilde yer almasını
engellemektedir. Öte
yandanzengin batılı ülkelerin para musluklarını
kısmaları, koca bir
kıtanın hastalıkların ve açlığın pençesinde
kıvranmasını
seyretmeleri, sadece doğal zenginliklerini çalabilecekleri
Afrika
ülkelerine ilgi göstermeleri kadın sünnetine karşı verilen
mücadelenin
etkisini maalesef olumsuz yönde etkilemektedir.Erkeğin kendi

neslinin devamını sağlamak amacıyla, hayatının en önemli yatırımını
yaparak
“sahip olduğu” kadınların ve doğacak kız çocuklarının
cinselliklerini
kontrol altına alma hakkını kendinde görmesi temelinde
yükselen
binlerce yıllık kadın sünneti geleneği, özünde kadının erkeğin
hakimiyeti
altında ve ikincil görülmesinden doğan ve yaşatılan ataerkil
düzene
dayalı bir gelenek.“Kadın sünneti” ni sürdürmek isteyen güçlerin
kullandığı
gerekçeler arasında; kadın cinsel organlarının sünnetten
sonra
temiz ve görünüşünün düzgün olması, daha kolay temiz
tutulabilmesi,
kadınlığa adımın sembolü sayılması ve kadının kadınlığını
öne
çıkarması, kadının kadınlar arasında kabul görmesini ve değer
kazanmasını
sağlaması, kadının evlilik şansının artırması, dine
bağlılığının
göstergesi olması, bekaretin korunması, erkeklere daha
fazla zevk
vermesi, kadınları çıldırmaktan koruduğuna inanılması gibi
gerekçeler
sayılabilir. Bazı toplumlarda sünnetsiz kadınların orgazmının
erkek
spermlerini öldürdüğüne ve erkeğin kısırlığına sebep olduğuna,
sünnetli
kadınların doğurganlığının arttığına, bazı toplumlarda ise
klitorisin
erkek organından kalma bir parça olduğuna, kesilmezse
büyümeye
devam ederek sarkacağına ve gerçek kadın olabilmek işin bu
parçanın
kesilmesi gerektiğine inanılır. Sünnetsiz kadınların
yaşadıkları
gruplardan dışlandıkları, evlenemedikleri, pis ve “fahişe”
gibi
görüldükleri de yaşanan gerçekler. Üstelik sünnet geleneği olmayan
kabilelere
mensup kadınların sünnet geleneği olan kabilelere gelin
gitmeleri
durumunda yetişkin yaşlarda dahi olsalar sünnet olmak zorunda
kalmaları
da, örneğin Kenya’da yaşanan bir gerçek. Somali’nin de
aralarında
olduğu bazı ülkelerde ise evlilik sözleşmesi yapılmadan önce
damadın
ailesi kadının sünnetli organını inceleme ve “başlık” bedelini
sünnetten
kalan açıklığa göre belirleme hakkına sahip olması da
kadınların
yaşamak zorunda kaldığı gerçeklerden biri.Sosyal
antropologların
tesbitlerine göre açıklığın küçük olması kadınların
bedelini
arttırıyor. Kadına karşı bu acımasız saldırıyı sürdüren ve esas

olarak kızların cinselliğini baskı altına almak, bekaretini korumak ve
cinsel
arzularını öldürmek amacıyla bu uygulamayı yapan bazı çağdışı
güçlerin,
şimdilerde Afrika ülkelerinde hüküm süren ve kültür
emperyalizminin
yol açtığı yozlaşmaya sözde karşı çıkmaları, kadınlar
üzerindeki
kontrollerini vahşice artırmaları, kızların yozlaşmasını
engellemek
için sünnet geleneğini kendilerine kalkan olarak
kullanmaları, ve
binlerce yıllık işkenceyi sahte bir anti-emperyalist
kisve altında
sürdürmek istemeleri de sorunun bir başka acı yanı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kadın Sünneti'nin Tanımı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gerçek-forum :: Bayanlara Özel-
Buraya geçin: